検索結果- トルコ語 - 英語

検索内容:

Olma,

Google翻訳 / DeepL翻訳

olmazsa olmaz

adj

must-have

Bu kitap, bir okuyucu için olmazsa olmaz bir kaynaktır.

Google翻訳 / DeepL翻訳

This book is a must-have resource for any reader.

詳細

olmazsa olmaz

noun

the must-have

Bu partiye katılmak için olmazsa olmaz bir davetiye gerekiyor.

Google翻訳 / DeepL翻訳

A must-have invitation is required to attend this party.

詳細

elçiye zeval olmaz

proverb

don't shoot the messenger (the bearer of bad news should not be held accountable for the bad news)

Elçiye zaval olmaz, o sadece haber getirir.

Google翻訳 / DeepL翻訳

Don't shoot the messenger, he only brings the news.

詳細

sahip olmak

verb

Used other than figuratively or idiomatically: see sahip, olmak. / to master (control, subdue, become proficient)

Köpeğimiz var mı? Evet, bir köpeğimiz var.

Google翻訳 / DeepL翻訳

Do we have a dog? Yes, we have a dog.

詳細

konsantre olmak

verb

to concentrate (focus one's thought or attention)

Sınavda konsantre olmalısın.

Google翻訳 / DeepL翻訳

You must concentrate during the exam.

詳細

ikna olmak

verb

to be convinced, to be sure about something after having doubt for a while

Sonunda onun fikrine ikna oldum.

Google翻訳 / DeepL翻訳

I finally became convinced of his idea.

詳細

izole olmak

verb

to be isolated

Hastalık nedeniyle izole olmak zorunda kaldım.

Google翻訳 / DeepL翻訳

I had to be isolated due to the illness.

詳細

angaje olmak

verb

to be engaged

Onlar angaje olmak \/ They are engaged

Google翻訳 / DeepL翻訳

Onlar angaje olmak \/ They are engaged

詳細

yardımcı olmak

verb

to help, to aid

Ben sana yardımcı olabilirim.

Google翻訳 / DeepL翻訳

I can help you.

詳細

ajite olmak

verb

to be agitated

Onun sinirli olmasi beni ajite ediyor.

Google翻訳 / DeepL翻訳

His being agitated makes me agitated.

詳細

Webで検索する