検索結果- トルコ語 - 英語

検索内容:

etmek,

Google翻訳 / DeepL翻訳

telefon etmek

verb

to telephone, to phone

Ben sana telefon etmek istiyorum.

Google翻訳 / DeepL翻訳

I want to phone you.

詳細

ispat etmek

verb

to prove

Bu belgeyi ispat etmek zorundasın.

Google翻訳 / DeepL翻訳

You have to prove this document.

詳細

devam etmek

verb

to continue; to last / to continue with, to continue (doing something)

Çalışmaya devam etmek önemlidir.

Google翻訳 / DeepL翻訳

Continuing to work is important.

詳細

yardım etmek

verb

(transitive, dative) to help

Ona yardım etmek istiyorum.

Google翻訳 / DeepL翻訳

I want to help him.

詳細

fark etmek

verb

(transitive) to realize, to notice / (transitive) to distinguish / (intransitive) to matter

Onun tuhaf davranışlar\u0131n\u0131 fark ettim.

Google翻訳 / DeepL翻訳

I noticed his strange behavior.

詳細

iptal etmek

verb

to cancel

Randevumu iptal etmek zorunda kaldım.

Google翻訳 / DeepL翻訳

I had to cancel my appointment.

詳細

alay etmek

verb

to ridicule

Onunla alay etmek hoş değil.

Google翻訳 / DeepL翻訳

It's not nice to ridicule him.

詳細

develope etmek

verb

(photography) to develop

Fotoğrafçılıkta filminizi geliştirmek için özel bir laboratuvara ihtiyacınız olabilir.

Google翻訳 / DeepL翻訳

You may need a special laboratory to develop your film in photography.

詳細

oyun etmek

verb

pull a fast one

Ona oyun etmek istemiyorum.

Google翻訳 / DeepL翻訳

I don't want to pull a fast one on him.

詳細

şikâyet etmek

verb

To complain / to squawk

Müşteriler sık sık şikâyet etmekten hoşlanmaz.

Google翻訳 / DeepL翻訳

Customers do not like to complain frequently.

詳細

Webで検索する