検索結果- トルコ語 - 英語

検索内容:

sıkı

Google翻訳 / DeepL翻訳

sıkı

adj

rigorous / stringent / tight

Bu sınavda sıkı bir denetim yapılacak.

Google翻訳 / DeepL翻訳

There will be a rigorous examination in this test.

詳細

sıkılmak

verb

to be squeezed / to be bored / to be embarrassed / to be irritated / to become hard-pressed for money

Bu kıyafet sıkılmak için çok dar.

Google翻訳 / DeepL翻訳

This outfit is too tight to be squeezed.

詳細

sıkışmak

verb

to be/get in a tight spot; to be backed into a corner / to become jammed / to run out of arguments; to be unable to answer an argument

Kapı sıkıştı ve açılmıyor.

Google翻訳 / DeepL翻訳

The door is stuck and won't open.

詳細

sıkıcı

adj

boring

Bu kitap sıkıcı değil.

Google翻訳 / DeepL翻訳

This book is not boring.

詳細

el sıkışmak

verb

to shake hands

El sıkışmak, işbirliği ve dostluk göstermenin bir yoludur.

Google翻訳 / DeepL翻訳

Shaking hands is a way to show cooperation and friendship.

詳細

can sıkıcı

adj

annoying / pesky

Bu can sıkıcı durumdan kurtulmalıyız.

Google翻訳 / DeepL翻訳

We should get rid of this annoying situation.

詳細

sıkıştırmak

verb

causative of sıkışmak

Ben onu sıkıştırmak zorunda kaldım.

Google翻訳 / DeepL翻訳

I had to make him feel squeezed.

詳細

sıkıntı

noun

Mental exhaustion, boredom, tedium. / Economic or emotional distress, hardship, tribulation. / A trouble, problem.

Sıkıntıdan dolayı dışarı çıkmak istemiyorum.

Google翻訳 / DeepL翻訳

I don't want to go out because of boredom.

詳細

sıkıntılar

noun

nominative plural of sıkıntı

Sıkıntılar beni yıpratıyor.

Google翻訳 / DeepL翻訳

Problems are wearing me out.

詳細

sıkıntıyı

noun

accusative singular of sıkıntı

Sıkıntıyı hissediyorum.

Google翻訳 / DeepL翻訳

I feel the discomfort.

詳細

Webで検索する