検索結果- トルコ語 - 英語

検索内容:

yapmak

verb

(transitive) to make; to build, construct, fashion; to create; to manufacture; to produce; to prepare / (transitive) to do; to busy oneself with, act, behave / (transitive) to repair, fix / (intransitive, with dative case) to defecate

Yemek yapmak zevkli bir aktivitedir.

Google翻訳 / DeepL翻訳

Making food is an enjoyable activity.

詳細

hata yapmak

verb

to mistake, make a mistake

Hata yapmak insan olmanin bir parcasidir.

Google翻訳 / DeepL翻訳

Making mistakes is a part of being human.

詳細

makyaj yapmak

verb

to make up

Makyaj yapmak benim için rahatlatıcı bir aktivitedir.

Google翻訳 / DeepL翻訳

Making up is a relaxing activity for me.

詳細

seks yapmak

verb

to have sex

Seks yapmak, sağlıklı bir ilişkinin önemli bir parçasıdır.

Google翻訳 / DeepL翻訳

Having sex is an important part of a healthy relationship.

詳細

dedikodu yapmak

verb

to gossip

Arkadaşlar arasında dedikodu yapmak hoş değildir.

Google翻訳 / DeepL翻訳

Gossiping among friends is not nice.

詳細

ağda yapmak

verb

to remove hair by waxing

Ağda yapmak acı verici olabilir, ama sonuçlar kesinlikle değerlidir.

Google翻訳 / DeepL翻訳

Waxing can be painful, but the results are definitely worth it.

詳細

mastürbasyon yapmak

verb

to masturbate

Mastürbasyon yapmak sağlığınıza zararlı olabilir.

Google翻訳 / DeepL翻訳

Masturbating can be harmful to your health.

詳細

sörf yapmak

verb

to surf (to ride waves on a surfboard)

Sörf yapmak, denizde dalgaların üzerinde sörf tahtasıyla kaymak demektir.

Google翻訳 / DeepL翻訳

To surf means riding waves on a surfboard in the sea.

詳細

numara yapmak

verb

pull a fast one

Ona numara yapmak istemiyorum.

Google翻訳 / DeepL翻訳

I don't want to pull a fast one on him.

詳細

katakulli yapmak

verb

(colloquial) pull a fast one

詳細

Webで検索する